Avukat Melih Akkurt Almanya Anayasa Mahkemesi'ne sözde soykırım kararının iptali için
15 sayfalık dilekçeden oluşan Almanca başvuruda bulundu. Avukat Akkurt, Almanya
Parlamentosu'nun aldığı sözde soykırım kararının iptali için Türkiye’de yaşayan
herkesin başvuruda bulunabileceğine de dikkat çekti. Avukat Akkurt, yetişmesi
halinde bugün, olmazsa yarın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) da
başvuruda bulunacağını belirtti.
Avukat Melih Akkurt, Türkiye’ye yönelik alınan bu onur
kırıcı kararı iptal ettirmek için hukuki yolların var olduğunu söyledi. Avukat
Akkurt, "Tüm anayasal hakları kullanmalıyız" çağrısında bulundu.
Almanya Parlamentosu’nun 2 Haziran’da aldığı ve büyük tepkilere neden olan
Ermeni soykırım kararının iptali için, Alman yargısına ilk başvuru, Ankaralı
olan bir Türk avukattan geldi. Avukat Melih Akkurt, parlamentonun aldığı kararın
yok sayılması için Almanya Anayasa Mahkemesi’ne Almanca olarak başvuruda
bulundu. Akkurt, "Uluslararası örnekler ve Alman hukuku haklı olduğumuzu
gösteriyor. Birkaç gün içinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne de gideceğim.
Sonuçta hukukun evrensel ilkelerinin kazanacağına eminim" dedi.
"KARAR YOK HÜKMÜNDE"
Avukat Melih Akkurt’un hazırladığı dava dilekçesinde,
kararın neden iptal edilmesi gerektiği hukuki gerekçeleriyle anlatıldı.
Almanya’nın 'Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’ne taraf
olduğu belirtilen dilekçede, Almanya Anayasasının 25'inci Maddesi'nin de
devletler hukukunun yasalardan üstün olduğu hükmünü içerdiği belirtildi.
Dilekçede, "Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’nin 6.
maddesinde soykırımın ancak mahkeme kararıyla tespitinin yapılabileceği hususu
dikkate alındığında yargı kararı olmaksızın yasama organı tarafından çıkarılan
yasa, açık ve bariz yetkisizlik nedeniyle yok hükmündedir" denildi.
"AİHM KARARLARI VAR"
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Dairesi’nin 15 Ekim
2015 tarihinde açıkladığı İsviçre kararında da, soykırım suçuyla ilgili net
ifadelere yer verildiği belirtilen dilekçede, 27510/08 sayılı kararda böyle bir
suçun varlığına ancak eylemin yapıldığı ülkenin yetkili ceza mahkemesi veya
yetkili Uluslararası Ceza Mahkemesi (Lahey Adalet Divanı) karar verebileceğinin
belirtildiği vurgulandı. Ayrıca yine bu kararda, parlamentoların, hükümetlerin,
akademik kuruluşların 1915 olayları hakkında soykırım kararı veremeyeceği de
net bir şekilde ifade edildiği de vurgulandı. Dilekçede, Alman Parlamentosu’nun
aldığı kararın aykırı olduğu hukuk ilkeleri ve yasalar da şöyle sıralandı:
"EVRENSEL HUKUK İLKELERİ İHLAL EDİLDİ"
"Yasa ile evrensel hukukta, mahkeme kararı olmadan
kimsenin suçlu sayılamayacağı ilkesi açıkça ihlal edildi. Yasa, Alman
Anayasası’nın 3. maddesinde güvence altına alınan eşitlik ilkesine aykırı. Yasa
ile yargı hakkı ve adil yargılanma hakkı ihlal edilerek Anayasa’nın 19.
maddesinin 2. bendinde yer alan hakkın özüne dokunma yasağı ihlal edildi. Yasa
hukuksal dayanaktan yoksun biçimde Türk ve Ermeni milletini karşı karşıya
getirdiğinden ve Türk ve İslam karşıtlığı yarattığından Anayasa’nın önsözünde
yer alan Alman Milletinin 'dünya barışına hizmet etmek' amacına aykırı."
"SAVUNMA BİLE ALMADILAR"
Avukat Melih Akkurt, Almanya Parlamentosu’nun sözde soykırım
kararında normal bir kanun çıkarma yolunu bile izlemediğini belirtirken,
"Komisyon kurup araştırma dahi yapmadan, deliller ve diğer konularda
hiçbir çalışma yapmadan, Türkiye ve Türklerden en küçük bir değerlendirme ve
savunma alınmadan ve Türkiye ve Türklere herhangi bir itiraz yolu veya delil
sürme yolu açılmadan bu karar alındı" dedi. BM İnsan Hakları
Bildirgesi’nin 11'inci Maddesi'ne göre de, hakkında bir cezai suçlama bulunan
kimsenin bu iddialarla ilgili kamuya açık ve hukuki bir şekilde yargılanıp
savunması yapılmadan ve hukuka uygun yargılama yapılıp kanun nezdinde suçluğu
ispat edilmeden masum kabul edileceğine dikkat çeken Akkurt, şöyle devam etti:
"Hukuksal altyapımızın çok sağlam olduğuna inanıyoruz.
Bu nedenle de hukukçu olarak bu konudaki ilk başvuruyu yaptık. Normal şartlarda
Anayasa Mahkemesine başvurmak için önce iç hukuk yollarının tüketilmesi
gerekir. Ancak sözde soykırım kararına karşı herhangi bir normal hukuk yolu
olmadığından doğrudan Anayasal şikayet başvurusu yoluna gittik. Bu süreci
yakından ve büyük bir titizlikle takip edeceğiz. Hukuki sürecin Türkiye lehine
sonuçlanacağından hiç şüphem yok."
"HERKES BAŞVURABİLİR"